22 Aralık 2010 Çarşamba

Hakettiler...



Futbol blogunda Voleybolun ne is var demeyin ben istemesemde onlar burda yer almayi fazlasiyla hak ettiler. Gecen sezon kacirdiklari sampiyonlar Ligi Kupasini da bu sene alacaklarini Dünya Sampiyonu olarak tüm dosta düsmana gösterdiler.

Bu basarida emegi gecen herkese sonsuz tesekkürler.

16 Aralık 2010 Perşembe

Altyapidan Süper Lige-3 Efe Inanc


1994 yilindan 1999 yilina kadar Fenerbahce de amatör lisansla oynayan Efe Inanc 1999 yilinda Profesyonel olarak Fenerbahce Altyapisinda görev almaya basladi. 1998-99 sezonunda Paf takimiyla sampiyonluk yasayan Efe o sezon 34 macin 33 ünde görev alarak ne kadar istikrarli bir oyuncu oldugunu gösterdi.

1999-2000 sezonundada Fenerbahce Paf Takiminda görev alan Efe Inanc, Fenerbahce Formasiyla Süper Ligde ilk macina 11 mart 2000 tarihinde Ankarada oynanan Ankaragücü macinin 70.dakikasinda Abdullah Ercanin yerine oyuna girerek cikti. Ligin son haftasinda oynanan Fenerbahce Denizlispor macinda da son 12 dakika görev alan Efe Inanc, bu karsilasmadan sonra bir daha Fenerbahce Formasiyla süper ligde hic görev almadi.

2000 - 01 Sezonunun devre arasinda Izmirspora kiralik giden Efe, sezonu 2.Ligde Izmirspor formasiyla tamamlaiktan sonra bonservisi ile birlikte Izmirsporun oyuncusu oldu. 3 sezon Izmirsporda forma giydikten sonra Diyarbakira transfer olan Efe Inanc bu transferden bir ay sonra sözlesmesini fes ederek Istanbul Büyüksehir Belediyspora transfer oldu. 2004 yilinda formasini giymeye basladigi Istanbul Büyüksehir Belediyespor takimiyla 2012 yilina kadar sözlesmesi bulunuyor.

Fenerbahce Paf Takiminda görev aldigi 2,5 sezonda 61 mac oynadi ve toplam 15 gol atti. Fenerbahce A Takiminda ise sadece iki macta oyuna sonradan girerek görev aldi.

YILIN SON RENGI !!!!


Fenerbhace Resmi Sitesinden yapilan aciklamaya göre "YILIN SON RENGI" sloganiyla tanitimi yapilan Palamut forma 21 Aralikta piyasaya cikiyormus.

Fenerbahce Logosunda bulunan palamut dalindan esinlenerek tasarlanan formayi ben begendim. Benim gibi bu formayi begenen arkadaslar www.Fenerim.com.tr adresinden siparis verebilirler.



14 Aralık 2010 Salı

Ankaranin Tasina bak..


Gözlerimin yasina bak diye devam eden eski bir türkü. Bu hafta oynanan Ankaragücü maci sonrasi benim gibi bircok Fenefbahce taraftarinin diline düsmüstür herhalde.

Karli bir kis aksami oynanan karslasmayi Ankaragücü 2-1 kazanarakFenerbahcenin sampiyonluk ümitlerini iyice azaltti. Belki futbol olarak pek bisey oynamadilar ama skor tabelasinda maci onlarin kazandigi yaziyordu.

Oysa bu mac fenerbahce icin cok önemliydi. Gündüz oynanan macta sampiyonluktaki en önemli rakibi deplasmanda Istanbul Büyüksehiri yenmis ve puan farkini 9´a cikarmisti. Ayrica ezeli rakiplerimiz Besiktas ve galatasarayda haftayi maglubiyetle tamamlamislardi.

Ankara deplasmanindan alinacak bir 3 puan Fenerbahce icin altin degerinde olacakti. Maca iyide basladilar üst üste bulunan gol pozisyonlari vardi ama gol bir türlü gelmiyordu. Kar yagisi Ankaragücü defansindan daha iyi savunma yapiyordu. Niangin sutu direkte patliyor son haftalarin yildizi Alex altipasin icinde golü kaciriyor, Dia sol kanattan aldigi her topla pozisyon yaratiyordu ama gol gelmiyordu.

Artik Fenerbahce de kronik bir hastalik haline gelen ikinci yari sendromu basliyor ve yedigi iki golle maci kaybediyordu. Niangin 90+1 dakikada attigi golde teselli oluyordu.

Futbolun klasik deyimini bu mac icin kullanabiliriz. " Atamayana atarlar"


6 Aralık 2010 Pazartesi

Eski Dost Düsman Olmaz...



Eskilerin bir sözü vardir "Eski dost düsman olmaz" diye. Ama bugünkü Bjk-Bursa maci öncesi anladik ki "Eski Düsmandan da Dost Olmazmis."

Gecen sezon Fenerbahcenin Sampiyonlugunu engellemek icin yillar süren düsmanliklarina bir süre ara veren bjk ve Bursa taraftarlari kaldiklari yerden devam ediyorlar.

Simdi top Federasyonda bakalim kim ne ceza alacak...

5 Aralık 2010 Pazar

Alex 2-1 Emenike


Ilk bakista kolay gibi gözüken mac ikinci yarinin baslamasi ile zora girdi. Bu sene Fenerbahcede icin cok fazla yasanmaya baslanan bir durum bu. Özellikle deplasmanda öne gectikten sonra anlamsiz bir bicimde skoru koruma cabasina bürünen bir takim. Ve sonrasinda yenilen goller kaybedilen puanlar.

Deplasmanda görmeye alistigimiz bu Fenerbahce profili bu hafta Saracoglu Stadinda da ortaya cikti. Skor 2-0 a geldikten sonra duran, mücadele etmeyen, skoru korumaya calisan fakat bunu da tam anlamiyla beceremeyen bir takim. Aykut Hocanin aciklamalarindan bunun bir taktik anlayis olmadigini takimin kendi icerisinde olusan bir durum oldugunu anliyoruz. Fakat yinede bu sorunu cözecek kisi Aykut Hocanin kendisidir. Gecen sene son haftada kacirilan sampiyonlugun bu oyun anlayisinda etkisi varmidir bunu bizim bilmmemiz mümkün degil.

Bu macin benim icin önemli bir notuda bu sene süper ligde mücadele eden, Karabük haric bütün takimlara golü olan Alexin karabüke de gol atip atamayacagi idi.Kaptan Karabükü de bos göndermedi ve golünü atarak gol kralligi yarisnda gol sayisini 11´e cikardi. Gol kralligi yarisinda ki rakibi Emenike de bu macta golünü atti ve Alexle gol sayisini esitledi.

Emenike demisken Fenerbahce bu hafat galibiyeti Emenikeye karsi kazandu dersek yanlis olmaz. Fenerbahce kalesinde yasanan her tehlikeli atakta O vardi. Yobo, Emenikeye karsi cok iyi mücadele etsede Emenikeyi durdurmakta oldukca zorlandi. Büyük takimlarda oynaybilri mi orasi biraz süpheli ama güclü fizigi, hizi ve bos alanlari iyi kullanmasi bakimindan bir Anadolu Takimi icin bulunmaz bir forvet. Kisaca bu mac Alexle Emenike arasinda gecti diyebiliriz. Maci bir gol bir asistle oynayan Alex 2-1 kazandi.

Sonucta 15. haftayi da kayipsiz gecen Fenerbahce ilk yarinin bitimine 2 hafta kala puanini 30´a cikararak sampiyonluk yarisinda bir engeli daha gecti. Bu performansini devam ettiririse ilk yariyi ilk iki sira icinde bitirmesi süpriz olmaz. Ben inaniyorum ki devre arasinda hatalarini ve eksiklerini gideren Fenerbahce sezon sonu mutlu sona ulasacaktir.

1 Aralık 2010 Çarşamba

Elano´nun Gidisi ve Alex´in Degeri


Son yillarda galatasarayda transfer sirkülasyonu öylesine hizli ceryan ediyor ki, sanirim kendi taraftarlari bile takip etmekte zorlaniyordur. Yeni alinan bir futbolcu bir yili doldurmadan gönderilip yerine yenisi aliniyor. O gelenin de sonu gidenden farkli olmuyor.

Son olarak gecen sezon büyük umutlarla transfer edilen Elano Blumer de Galatasaraydan ayrildi. 2,9 milyon Euro krsiliginda Santosa gitti.

Henüz bu sezonun basinda transfer edilen ve 9 mac oynadiktan sonra gönderilen Misimovicin tartismasi bitmeden simdi de Elano gitti. Oysa Elano tipki kendisi gibi Brezilyali olan ve Galatasaraydan olayli bir sekilde ayrilan Lincolnün yerine transfer edilmisti. Zaten Lincolnde gelecegin yildizi diye transfer edilen Caruscanin yerine alinmisti. Galatasaray Yönetimi Carusca ve Lincolnde bulamadigini Elano da aramis fakat oda onlarin derdine care olamamisti. Brezilya Milli Takimiyla Dünya Kupasina katilan Elano orda gösterdigi performansi bir türlü kendi klübünde gösterememis taraftar ve Yönetimin beklentilerini karsilayamamisti.

Oysa yönetim ve taraftarin istegi cok fazla birsey degildi. sadece Ezeli rakiplerinde forma giyen Alex kadar futbol oynamasini bekliyorlardi, yaptiklari bu sayisiz transferlerden.Aslinda esas sorunda bu Galatasaray Yönetimi yillardir Alex ayarinda bir futbolcu alabilmek icin cuval dolusu para harcayip sayisiz futbolcu transfer etmesine ragmen bu isteklerini bir türlü gerceklestiremiyorlar.

Oysa 6 sezondur Fenerbahcede forma giyen ve oynadigi futbolla sürekli tartisma konusu olan Alexin de ne kadar önemli ve degerli bir oyuncu oldugu biz hala anlayamiyoruz. Hala onun Fenerbahce icin yararli mi zararli mi oldugunu tartisiyoruz.

Oysa rakipler Alex ayarinda bir oyuncu transfer edebilmek adina herseyi yapiyor fakat basarili olamiyorlar. Aldiklari oyuncular Alexin performansina yaklasamiyorlar bile.

.......ve bazilari hala Alexi tartisiyor.



28 Kasım 2010 Pazar

Istanbulun Fethi


Dünya Derbisi diye lanse edilen derbilerin aksine Fenerbahce icin Istanbuldaki takimlar icinde en zor olani Istanbul Büyüksehir Belediyespor maclari olmustur. Bu nedenledir ki bugüne kadra ligde oynanan 6 macta rakibine 3 kez yenilmis 2 defa galip gelmis ve bir macta berabere bitmistir. Bugün oynanan 7.macta galibiyet sayilari esitlenmistir. Baska bir ilginc not ise Fenerbahcenin Istanbul B.B.sporu deplasmanda ilk kez yeniyor olmasi.

Oysa diger istenbul takimlari ile yapilan maclara bakildiginda Fenerbahcenin bariz üstünlügü göze carpmaktadir. Ligde Besiktasa karsi oynanilan maclarda 36 ya 34 üstünlügü bulunan Fenerbahcenin Galatasaray karnesi ise 41´e 29 dur.

Fenerbahcenin Istanbul B.B. spora karsi üstün olamamasinin nedenlerinden biri bana göre rakibin hedefsiz ve rahat olusu. Ben bu tip takimlara serseri mayin diyorum. Okyanuslarda kendi basina dolasip nerde ne zaman hangi gemiyi batiracagi belli olmayan mayinlar gibi bu takimlarinda hangi takima karsi ne sonuc alacagi belli olmuyor.

Belediye destegi ile mütevazi bir kadro kuran ve basarili bir teknik adamla her sene ligde kendilerine orta siralarda yer bulan Istanbul B.B.spor küme düsme veya sampiyon olma gibi bir sorunlari olmadigi icin bütün maclara rahat ve huzurlu cikiyorlar. Taraftar ve medya baskisi da olmadigi icin bu tip takimlar özellikle büyük takimlara karsi oldukca iyi motive olarak cikiyorlar.

Bu macta da yine ayni durum söz konusu idi. Bir tarafta hicbir endisesi korkusu olmayan rahat bir takim diger tarafta bu sezon beklentilerin altinda kalmis ligin zirvesinden kopmamak icin mücadele eden ve deplasmanlarda zorlanan bir Fenerbahce.

Ama bu defa kazanan kazanmaya en cok ihtiyaci olan oldu. Son haftalarin yildizi Kaptan Alexin attigi golle Fenerbahce rakibini deplasmanda yenmeyi basardi. Bu galibiyet eminim Fenerbahceli futbolculari cok rahatlatmistir. Fakat hem bu haftaki hemde gecen haftaki galibiyetler bazi eksiklerin görülmesine ve giderilmesine engel olmamali. Umarim Aykut Hoca bu eksikleri devre arasinda cözer ve ikinci devre daha rahat maclar izleriz.

25 Kasım 2010 Perşembe

Ispanyol Basini: Bu Takim Nasil Sampiyon Olmus


Nerden Bilsin elin ispanyolu bu takimi sampiyon yapmak icin tüm Türkiyenin seferber oldugunu

23 Kasım 2010 Salı

21+14= 35


Üc Büyüklerin attigi gol sayilari :


Besiktas 21
+
Galatasaray 14
=
Fenerbahce 35

FENERBAHCE 5-2 BUCASPOR


Daha baslama düdügü calali 34 saniye olmustu ki Kaptan Fenerbahce Tarihindeki 3000. golü atarak takimini 1-0 öne gecirdi. Bu gol macin Fenerbahce acisindan rahat gececeginin habercisiydi. Öyle de oldu . Ileri ucta Alex Niang ikilisinin uyumu ve onlara sag kanattan servis yapan Gökhanin mükemmel oyunu ile mac bir anda 3-0 oldu. 3 golde Kaptan Alexden geldi. Hafta icinde Alexin attigi gollerin sayisini 98 olarak aciklayan Fanatik Gazetesine gönderme yaparcasina gollerini pes pese siraladi Alex.

Bir gazete hangi amacla macin hakemlerinin raporlarina yazdigi ve TFF kayitlarina gecen golleri
gecersiz görüp kendi mantiklarina göre haber yaparlar bunu da anlamis degilim. Neyse zaten bunlara Alex cevap verdi benim bisey söylememe gerek kalmadi.

Macin tarihi bir farkla sonuclanacagini düsünmeye basladigimiz anda Fenerbahce bir anda stop etti. Sahada adeta gezmeye basladilar. Rakibi hafife almis olacaklar ki antremanda kostuklari kadar bile kosmadilar. Bu hatalari ilk yari sonunda kalelerinde bir net gol pozisyonu ile sonuclandi.

Ikinci yari basladiginda Fenerbahce takim olarak yine o rehavetin icinde savruk ve umursamaz oynamaya devam etti. Bu durumdan faydalanan Bucaspor üst üste pozisyonlar buldu ve bir köse atisi sonunda golü attilar. Golü yediktan sonrada fenerbahcede bir degisiklik olmadi yine yürüyen, kosmayan mücadele etmeyen umursamaz bir takim vardi sahada. Ileride Niangin cirpinislari Gökhanin sag kanatta ileri geri bindirmeleri fayda etmiyor Fenerbahce defansi cok acik veriyordu.

Aykut Hocanin 72. dakikada stoch, Dia ve 76.dakikadaki Alex, Semih degisiklikleri Fenerbahcenin biraz olsun toparlanmasini sagladi. Dia, Niang, Semih üclüsünün mükemmel paslasmalari sonucu Fenerbahce biri Niang ve biri Semihten olmak üzere iki gol daha bularak farki acti. Fenerbahcenin son dakikalarda yedigi gol Fenerbahce gibi üst düzey bir takiminin defansina yakismadi. Fenerbahce hücum hattinda ne kadar uyumlu ve güclü ise defans bölgesinde de bi o kadar uyumsuz daginik ve kötüydü. Umarim Luganonun gelisi bu durumu düzeltir. Aksi halde Fenerbahce bu defansi ile cok basi agrir.


Macin Adami:

Alex- Niang-G.Gönül


22 Kasım 2010 Pazartesi

Altyapidan Süper Lige 2 Recep Biler


2000 Yilinda Fenerbahceye Turgutluspordan gelen Recep Biler, iki sezon Fenerbahce Paf Takiminda görev aldiktan sonra 2002-2003 sezonun son 4 haftasinda Fenerbahce A takiminda görev aldi. Fenerbahce A Takimiyla ilk macina 29-11-2000 tarihinde Türkiye Kupasinda Siirt Jetpa spora karsi macin 74, dakikasinda cikti.

Daha sonra 2001-02 sezonunda Fenerbahce Paf Takiminda 9 macta görev aldi. 2002-03 sezonunda ise Paf takimiyla 22, A Takimla 4 macta oynadi. Süper Ligde Ilk macini 03.05.2003 tarihinde Bursaspora karsi oynadi ve Fenerbahce o maci 2-1 kaybetti.

Bir sezon sonra yani 2003-04 sezonunda Daumun ilk Fenerbahce döneminde Volkan Demirel ile birlikte Fenerbahcenin kalesini korudular. Sezon basinda Transfer edilen Alman Kaleci Enkenin ilk haftada Istanbulspordan yedigi 3 golden sonra gönderilmesi ile kaleye gecen Recep Talihsiz bir besiktas maci sonrasi kaleyi Volkana kaptirdi. Sezon sonu kazanilan Sampiyonlukta hic kuskusuz onunda payi vardi.

2005 yilinda Karsiyakaya kiralik verilen Recep Biler daha sonra Bonservisi ile Hacettepeye gönderildi. Gaziantepsorda da görev yapan Recep Bu sezon basinda Manisasporla anlasti. Halen Manisasporda ikinci kaleci olarak görev yapiyor.


20 Kasım 2010 Cumartesi

Cok Oluyoruz...

2009-10 Süper Kupa


2009-10 Aroma Bayanlar Voleybol Lig Sampiyonu


2009-10 Bayanlar Teledünya Türkiye Kupasi

2009-10 Indesit Bayanlar Voleybol Sampiyonlar Ligi Ikincisi

18 Kasım 2010 Perşembe

Altyapidan Süper Lige 1

Atilla Koca (Eskisehirspor)

Fenerbahce altyapisindan yetisen ve Süper Ligde forma giyen futbolcular serisinde ilk sirayi ona verdim. Yasi ve oynadigi mevkii itibariyle bunu haketti.

Atilla 2000-2001 Sezonunda Semih Sentürk, Fahri Tatan, Bilal Kisa gibi futbolcularla birlikte 102 gol atarak paf liginde sampiyon olan kadroda yer aldi . 1998-99 ve 2000-01 yillarinda Fenerbahce Paf Takimi ile iki sampiyonluk yasadi.

2002 yilinda Fenerbahceden Usakspora transfer olan Atilla , daha sonra sirasiyla Kartalspor, Caykur Rizespor,Diyarbakirspor ve Sakaryasporda forma gidikten sonra 2009 yilinda Eskisehirspora transfer oldu. Halen Eskisehirsporda ikinci kaleci olarak görev yapiyor.

Bu sezon 12. haftaya kadar oynanan maclarin 4 ünde görev alan Atilla kalesinde 4 gol gördü. Bir kaleci icin en ideal yasta olan Atilla´nin ben Ivesadan kaleyi alacagina inaniyorum.









14 Kasım 2010 Pazar

100´ümüz Gülmedi


Her deplasmanda oldugu gibi G.Antep deplasmaninda da zorlandi Fenerbahce. Macta 1-0 öne gecsede 5 dakika icinde yedigi gollerle 2-1 kaybetti maci.

Macta Fenerbahcenin golünü atan Alex Türkiye Liglerinde attigi 100. golle yüzler klübüne katildi. Diger bir önemli not ise Fenerbahce altyapisindan yetisen Olcan in G.Antepe galibiyeti getiren golü atmasiydi.


1 Kasım 2010 Pazartesi

Türk Hakemlerinin Kurtulusu


Kabul etmeliyim ki 2007-2008 sezonunda yönettigi Galatasaray-Fenerbahce kupa macindan sonra cok elestirmis ve bu yönetimiyle üst düzey bir hakem olamayacagini düsünmüstüm. Özellikle Gökhan Gönüle gösterdigi ikinci sari kart benim böyle düsünmeme sebep olmustu.

Aradan gecen süre icerisinde Cüneyt Cakir beni ve benim gibi düsünen bir cok insani yanilti. Iki sezondur gösterdigi üstün performans sayesinde yillar sonra Sampiyonlar Liginde üst üste maclar alan tek hakemimiz olmayi basardi.

Bu sezon Rubin-Barcelona macindan sonra Sampiyonlar Liginde Chelsea-S.Moskova karsilasmasiyla ikinci macina cikacak olan Cüneyt Cakira basarilar diliyorum. Umarim bu basarisini uzun yillar devam ettirir.

Türk Hakemligi adina son yillarda olumlu gelismelerin yasandigi bir sezon yasiyoruz. Cüneyt Cakirin Sampiyonlar Liginde üst üste maclar almasinin yani sira Firat Aydinus, Bülent Yildirim gibi hakemlerimizide Uefa Avrupa Liginde artik önemli maclar almaya basladilar. Bu olumlu gelismenin TV programlarindaki degisimle bir alakasi var midir bunu sizin takdirinize birakiyorum. Keza iki sezondur artik Tv programlarinda hakem hatalari saatlerce tartisilmiyor.

Bazi eski hakemler reyting ugruna hakemleri yargilayip idam edemiyor. Ellerine tuvalet kagidi ve borular alarak seyirciye topun cizgiyi gecip gecmedigini göstermeye calismiyor. Bazi Klüplerle ve Klüp Baskanlari ile olan özel sorunlarini hakemlerin yaptigi hatalari kullanarak cözmeye calisan bazi yorumcularda artik bu silahlarindan mahrum kalmis gözüküyor.

Umarim Hakemlerimiz artik hem Avrupa Kupalarinda hem de Dünya Kupalarinda maclar yönetirler. Yillarca Türk Futbolunun en büyük yaralarindan birtanesi de kapanmis olur.

31 Ekim 2010 Pazar

22 Ekim 2010 Cuma

Tebrikler..



18. Cumhurbaskanligi Kupasini, ezeli rakibi Galatasarayi 75-58 yenerek 7. kez kazanan Bayan Basketbol Takimimizi Kutluyoruz.

19 Ekim 2010 Salı

Siradaki..??


Önce Mert Günok Kaleye gecti. Volkanin sakatliginda aratmadi Volkani. Trabzon macinda kurtardigi penalti da cabasi . Umut verdi ileri ki yillar icin.



Sonra Okan cikti sahneye Türkiyenin en iyi sag beki Gökhan Gönülün sakatliginda onun yerini aldi. Manisa macinda yaptigi asisitlerle taraftarin gönlünü almasini bildi. Onun bu performansi Gökhani endiselendirmis olsa gerek.



Son olarak da Gökay iki haftadir yavas yavas takima alistiriliyor. Aynen böyle devam Aykut Hoca siradakini sabirsizlikla bekliyoruz.







Yolcudur Abbas..




baglasan durmaz..


Oysa ne büyük umutlarla gelmisti Galatasarayin basina, Dünya Capinda bir teknik adam olarak adim atti Atatürk Hava Limaninda Türk topraklarina. Büyük olay olmustu ilk geldigi günler. Bütün Medyanin ve Türk Futbol Kamuoyunun en önemli olayiyidi gelisi. Galatasaryli taraftarlar onun gelisi ile mutluluktan havalara ucmus, artik sampiyonlugun garantilendigini düsünmeye baslamislardi.


Belki ,evet belki yillardir yenemedikleri Fenerbahceyi de artik yenebilirlerdi. Cünkü Takimin basina O gelmisti.


Fakat hic de düsündükleri gibi olmadi. Bunu ilk Fenerbahce macinda anladilar zaten. Ama yine de toz kondurmadilar hocalarina. Onun hatasi sucu yoktu. Futbolcular sucluydu zaten cogu da sakatti. Her daim oldugu gibi yenilginin bir mazereti vardi.


Sezonu ücüncü olarak tamamlamalarina ragmen kendinde hata görmeyen ve bu sonucun Futbolcu kalitesinden kaynaklandigini düsünen Frank Rijkaard yeni sezona da yeni futbolcularla baslamis fakat bir önceki sezonu aratir hale gelmisti. Hem Avrupadan elenen hemde Türkiye de istenilen sonuclari alamayan Rijkaard taraftar tarafindan da istenmeyen adam olmustu. Taraftarin tepkisinin artik kendilerine de zarar verecegini anlayan yönetim Ankaragücü maci sonrasi bir toplanti yaparak radikal kararlar aldi.


Alinan bu radikal kararlar nedense kamuoyuna aciklanmadi. Ileriki günlere birakildi. Nedir bu ileri ki günlerin acilimi. Haftasonu oynanacak olan Fenerbahce derbisi.


Yani Galatasaray Camiasinin kaderini yeine Fenerbahce belirleyecek herzaman oldugu gibi.


Ne diyelim yazinin basligi belli.

30 Haziran 2010 Çarşamba

SAKIN Gülmeyin.


Güleriz Aglanacak halimize......

T.Direktör Aykut Kocaman



Sakaryaspor´dan 1988-89 sezonunda Fenerbahceye gelen Aykut Kocaman, Fenerbahce ile bircok basariya imza attiktan sonra 1995-96 sezonundaki meshur Trabzonspor macinda attigi golle Fenerbahcyi sampiyonluga tasimis fakat daha sampiyonlugun tadini cikaramadan Oguz Cetinle beraber Ali Sen tarafindan Fenerbahceden koparilmisti.

Gecen sezon basinda Sportif Direktör olarak yuvaya geri dönen Aykut Kocaman, Daumun ayrilmasindan sonra Teknik Direktörlük görevine getirildi. Kendisine yeni görevinde basarilar diliyorum. Umarim Futbolculuk dönemindeki basarilara TD. görevinde de devam eder.

Fenerbahcede Teknik Direktör olmanin sikintilarini cok iyi bilen Aykut Kocaman bu sikintilarin üstesinden nasil gelebilecegini de bilen bir insan. Türk Futbolunu, futbolcusunu, medyasini yakindan tanimasi itibariyle Fenerbahceye faydali olacagini düsündügüm Aykut Hoca görev yaptigi takimlarda genclerede önem veren bir yapiya sahip. Sayet Fenerbahcede de ayni düsünceye devam ederse Fenerbahcenin yillardir kanayan yarasi olan altyapidan oyuncu cikartma sorunun da büyük ölcüde halleder.

Aykut hoca icin en büyük dezavantaj cok sabirsiz olan Fenerbahce taraftari, Yönetimi ve kadrosunda yüzlerce Teknik direktör bulunduran Türk Futbol Medyasi. Bu üclü ittifak kimlerin basini yemedi ki. Löw, Hiddink, Zico, Aragones gibi bircok önemli Teknik Direktörü kurban eden bu üclü ittifak umarim Aykut Hoca icin farkli yaklasimlarda bulunurlar.

Taraftarin büyük bir bölümü Aykut Hocaya simdilik olumlu baksalarda sezon icinde alinacak bir iki kötü sonuctan sonra nasil bir tepki koyarlar orasi simdilik muamma. Sayet alinan kötü sonuclara ragmen Takima ve Aykut Hocaya sahip cikarlarsa, Yönetim herzaman yaptigi hatayi tekrarlamaz sampiyon olamayan TD. gider kuralini bir seferligne rafa kaldirirsa Fenerbahce uzun yillar basariyla görev yapan bir T. Direktöre kavusur düsüncesindeyim.

Herseye ragmen burasi Fenerbahce Cumhuriyeti rüzgarin neden nasil esecegini kimse bilemez.

18 Haziran 2010 Cuma

Aziz Yildirim´i elestirmenin Dayanilmaz Hafifligi


Son zamanlarda yasanan olaylar Fenerbahce Camiasinda büyük bir karmasaya neden olmus gözüküyor. Bütün bu olanlarin sorumlusu olarakda cok hakli olarak pek cok kisi Baskani sorumlu tutmakta. Bir kurum da basarisizlik varsa o kurumda en tepedeki kisi bu isi sorumlusudur.

Fakat basari öylesine genis kapsamli bir olgudur ki, bazilarinin basarisiz bulduklarini bazilari da basarili görebilirler. Zaten Fenerbahce taraftarlari arasinda ki en büyük celiski de budur. Bir cok kisi Fenerbahcenin bir spor klübü oldugunu ve Baskatbol ve voleybolda alinilan basarilarin görmemezlikten gelinmemesi gerekitigini söylüyorlar ve bu konuda da haklilar. Üstelik Futbolda alinan skorlarin cok da kötü olmadigi Lig sampiyonlugunun ve Türkiye Kupasinin son maclarda kaybedildigini belirterek, futbol takiminda basarili oldugu sayilabilir görüsündeler.

Ezeli rakiplerin onca medya destegi ve devre arasinda yaptiklari tranferlere ragmen Fenerbahcenin gerisinda kalmis olmalarida bu düsüncedeki taraftarlarin hakliliklarini destekledikleri baska bir detay.

Diger tarafta ise bütün olumsuzluklarin kaynaginin Aziz Yildirim oldugunu düsünen ve savunan bir kesim var. Yazinin basinda da belirtigim gibi bir yerde basarisizlik varsa sorumlusu en tepedekidir. Fakat yine en basta dedigim gibi basari cok degisken bir olgu. Bu asamada Baskanin basarili yada basarisiz olduguna nasil karar verecegiz. Hangi kriterler onun basari cizgisini olusturacak. Futbol takiminin aldigi sonuclar mi. Diger branslarda kazanilan basarilar mi? Yapilan transferleri nasil bu katogoriye sokacagiz. Maldonado, josico gibi transferler yapti diye elestirenler, neden Alex, Gökhan Gönül, Lugano, Emre gibi basarili transferleri görmezden gelirler. Dünyanin hangi klübünde yapilan transferler yüzde yüz basari saglamistir. O zaman neden Aziz Yildirimin yaptigi tgransferlerde yüzde yüz basari beklenilmektedir.

Daum ve Aykut Kocaman konusunda bile fikir birligine varamayan bu taraftarlar, Yönetim ve Aziz Yildirim hangi karari veririse hepsi birden mutlu olacaktir. Cünkü taraftarin bir kismi Daumun gönderilmesini isterken diger kismi Daumun kalmasindan yana. Bu durum da Aziz Yildirim ne yaparsa yapsin taraftarin bir kismi mutsuz olacaktir. Ve yine Tepki gösterecektir.

Yillardir genel secimlerde Aziz Yildirimin karsisina bir rakip cikaramamis bir camianin taraftari genel kurul üyelerinin oylari ile secilmis Baskana defol git dememeli bence . Önce onun alternatifini bulmali. Ve o alternatifin Baskanligi icin calismali. Yoksa Demokratik bir sekilde Baskanliga gelmis bir Baskana Defol git demek barbar toplumlarin basvurdugu ve sonucunda kaosun olustugu bir yoldur.

Türk toplumunun en büyük hatasi da budur aslinda. Gerek spor dünyasinda gerekse siyasi hayatta begenmedigimiz kisileri bulunduklari makamdan göndermek icin ugrasiriz. Yerine kimin gelecegini o kisinin neler yapacagini fazla düsünmeyiz. Ve bu nedenle de kaybeden hep biz oluruz.

Sonuc olarak Aziz Yildirimi hakli yada haksiz elestirenlerin biran önce kendi Baskan adaylarini bulmalari gerekmektedir. Fenerbahce de Baskanlik Demokratik bir secim sonucu kazanilir ve kazanana saygi duyulmalidir. Bugün Aziz Yildirima gösterilmesi gereken saygi Aziz Yildirimdan sonra gelenede gösterilmelidir.

15 Haziran 2010 Salı

USTAM

">

Tesekkürler Erman Toroglu


Erman Hoca, Mesut konusunda son noktayi koymus. Fatih Terimin sucu yok. Mesut Türk Milli Takiminda oynamak istemedi. Almanya yi secti. Bugünkü Hürriyetteki yazsisinda böyle buyurmus. Birilerini kollamak veya iyi görünmek adina bu yaziyi yazmis ama kas yapayim derken göz cikrmis.

Herseyden önce Erman hocaya sunu sormak istiyorum. Bir Milli Takim Teknik Direktörü takimina almak istedigi oyuncuyla kendisinin mi yüz yüze görüsmesi yoksa bir spor yazarini araci olarak yollamasi daha dogru olur.

Koskoca Türk Milli Takiminda Mesut ile görüsecek hicbir yetkili yok mu. Bu isleri artik spor yazarlarimi yapiyor. Ben de bir futbolcu olsam ve beni Milli Takima davet etmek icin bir spor yazari gelse, kabul edeceksem bile bu kararimdan vazgecerim.

Cevaplandirilmasi gereken baska bir soru da Mesut neden Almanya A Milli Takimina davet edilene kadar beklenildi. Mesut bir iki günde kazanmadi bu yeteneklerini. Mesut Almanyanin U19 ve U21 takimlarinda da görev aldi. O zamanda bu yeteneklere haiz idi. Yurtdisinda bulunan ve görevleri Avrupadaki gencleri Türk Milli Takimina kazandirmak olan ekipten hic kimse bu cocugu görmemis mi? Hicbirisinin dikkatini cekmemis mi? Yoksa bu ekipde görevli olanlarda yazinizin ilk paragrafinda anlattiginiz gibi es dost ve tanidiklarini mi Milli Takimlara aliyorlar. Mesutun sucu bu ekipten tanidiginin olmamasi mi?

Nerden bakarsan bak elinde kalan bir durum. Bütün bu gelisen olaylarin tek sorumlusu Milli Takimlar Teknik Direktörü degilmidir? Fatih Terim hicbir Milli Takim Teknik Direktörünün sahip olmadigi yetkilerle takimin basina getirilmedi mi? Sadece A milli Takimin degil bütün Milli Takimlarin sorumlulugu O ´na ait degilmiydi. Öyleyse neden bu Fatih Terimi koruma cabalariniz.

Belki Fatih Terimi korumak, Mesutun Dünya Kupasindaki formunu görenlerin tepkisini azaltmak icin bu yaziyi yazdiniz ama bizim bazi gercekleri görmemizi sagladiniz. Aslinda yazdiginiz yazi icin size Tesekkür etmemiz gerekir. Türk Milli Takimini yillarca yöneten zihniyeti görmemizi sagladiginiz icin. Kimbilir daha neler cikacak sizler yazdikca hep beraber ögrenecegiz.







12 Haziran 2010 Cumartesi

Resimlerle URUGUAY-FRANSA

Henry-Lugano
(Henry´i kim bu kadar kizdirdi acaba..)


Forlan-Henry-Ribery
(Ikinizden birini Fenerbahcede görmek istiyoruz.)


Lugano
(Kambersiz dügün olmaz, Luganosuz olay)



DIEGO FORLAN


Lugano

Lugano-Anelka
(Yavas ol Lugano, yabanci degil bizim Nick39)


Henry in - Anelka out


HENRY-LUGANO
(Aha, Lugano isi bitirdi Henry Fenerbahcede)




GREEN POINT STADYUMU



URUGUAY


FRANSA


10 Haziran 2010 Perşembe

Hosgeldin Stoch


Fenerbahçemiz, Chelseali orta saha oyuncusu Miroslav Stoch’u renklerine bağladı.

2009-2010 sezonunda kiralık olarak Twente’de forma giyen 21 yaşındaki genç yıldız ile 4 yıllık anlaşmaya varıldı.

Stoch, Slovakya Milli Takımı’nın formasıyla 2010 Dünya Kupası’nda mücadele vermeye hazırlanıyor.

Fenerbahçe Spor Kulübü


Bonservis : 5,5 Milyon Euro

Stock yillik 1,2 Milyon Euro garanti para alacak.


Ilk gün ilk transfer Takimimiza hayirli olsun.

5 Haziran 2010 Cumartesi

Transfer Pazari


Transfer sezonu henüz baslamadi ama bizim ülkemizde transfer hic bitmez ki.

Transferinde sezonu mu olurmus. Sebze mi bu, sezonu olsun, mevsimi olsun.

Hergün gazetelerde birsürü transfer haberi yazilip ciziliyor iste. Sec begen al. Sanki semt pazarindan karpuz seciyorsun.

- Iki kilo Krajic, bir kilo Forlan. Birazda Sercan ver ordan ama iyilerinden olsun haa.

- Krajic kalmadi abi. Sonuncusunu Juventus aldi. Ama istersen Dzsudzsak (Nasil okunur bende bilmiyorum) var ondan verelim.

- Henry bulunur mu sizde ama söyle esmerlerinden olsun.

- Henry nin mevsimi gecti abi. Bu zamanda zor bulursun.

- Forlan var abi ama biraz pahali. Yilligi 4 milyon . Ama istersen 3 yilligina 10 milyon olur.

- Hay Allah bu pazarlarda ne kadar pahali. Yine eve eli bos dönecegiz. Kendi Bahcende yetistireceksin kardesim. Hem paran cebinde kalir hem saglikli beslenirsin. Aliyorsun pazardan bi dünya para ödüyorsun eve geliyorsun cürük cikiyor.





3 Haziran 2010 Perşembe

Besiktas ve 6+4



Federasyon yabanci sinirlamasini 6+4 yapti daha dogrusu 6+2+2.

Yani 6 si oynar, 2 si bakar, 2 si yatar.

Federasyonun aldigi kararin anlami budur.

Simdi medya Aziz Yildirim istedi Federasyon uyguladi diye manset atar.

Aziz Baskan böyle kör topal serbestlik istemiyor. Tamamen serbest olsun diyor.

Peki kim istedi böyle olmasini.

Hani bir zamanlar yabanci futbolcuya karsi olan. Yabanci sinirlamasinin kalkmasini hic istemeyen. Bu yüzden akrabasi H.Ulusoya baski yapan, Bir gecede Nobreyi Mert yapan, Daha sonra 10 tane yabanci transfer edip, Bunlari saga sola kiraya veren ama bir türlü bunlardan kurtulamayan .

Kim?

Evet simdi bildiniz. Bjk ve onun zeki Baskani Demirören.

Suanda Besiktas Jimnastik Klübü A.S. nin kadrosunda 11 yabanci futbolcu mevcut.

Ferrari, Tello, Sivok, Ernst, Fink, Tabata, Holosko, Bobo, Zapotocny(Bursada kiralik), Schildenfeld (Sturm Graz da kiralik), Delgado

Eger yasa degismeseydi. Besiktas 3 futbolcusunu yollamak zorunda kalacakti. Tabii tazminatlarini ödeyerek.

E artik Besiktas Jimnastik Klübü A.S. tazminat ödemekten kurtuldu. Istedigi futbolcuyu istedigi yerde degerlendirebilir.

2 Defans, 2 orta saha, 2 forvet, 2 yedek, 2 Tribünde yedek.



Ikibindokuz-ikibinon Sampiyon Fenerbahce Ülker

Emegi gecen herkese sonsuz tesekkürler.


1 Haziran 2010 Salı

CKR (Colin Kazim Richards)


Fenerbahcenin hasari cocugu.

Türk Medyasinin hedefindeki adam.

Chelsea macinda ikici golü atan kahraman.

Istanbul gecelerinin playboyu,

Zico´nun Prensi, Daumun Basagrisi,

Fenerbahce Taraftarinin yarisinin sevdigi, yarisinin sövdügü Futbolcu.

Milli Takimin bir var, bir yoku

Artik yuvasina dönmeli mi?

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Eurovision 2010 Azerbeycan

">


Gecen sene de haketmisti Azerbeycan birinciligi fakat olmadi. Yine bu sene cok güzel bir parca ile yaristilar.Ama yine olmadi.

23 Mayıs 2010 Pazar

Toroglundan Masallar, Hincaldan Hikayeler...


Sampiyonlugu Bursaspora kaptirali tam bir hafta oldu. Kimisi icin bir hafta, kimisi icin bir asir.

Inter Sampiyonlar Ligi Sampiyonu oldu. Helal olsun Mourinho´ya 3 ayri takimla üc Final ve iki kupa kazandi Sampiyonlar Liginde. Galiba simdi sira Reali Sampiyon yapmakta.

Karabükspordan sonra Bucasporda Süper Lige cikti. Bir Izmir takiminin cikaagina hic süphem yoktu. Ben Altay mi, Karsiyaka mi diye beklerken Buca cikti geldi.

Dünya Kupasi icin takimlar kadrolarini belirledi. Guize ve Santos Milli Takimlara cagrilmadi. Guiza süpriz olmadi fakat Elano´yu Milli Takima cagiran bir TD nin Santosu cagirmamasini yadirgadim. Daha da önemlisi Pato nun olmamasi. Gelecegin yildizi olarak gösterilen Milanin yildizi icin de süpriz olmustur herhalde.

Simdi bir ay boyunca Dünya Kupasi Finallerine odaklanacagiz. Bir ay bu heyecani yasayacagiz. Ondan sonra tekrar baslayacak olan Tertemiz Süper Ligimizi kirletmek icin harcayacagiz tüm enerjimizi.

Önce kirli fikirlerini kitap haline getiren yazarlarimiz acacak tezgahlarini. Toroglundan Masallar, Hincaldan hikayeler, daha cesit cesit masal kitaplari. Ilk önce hakemlerden baslayacaklar, verdikleri kararlari elestirecekler. Renklerin cikarlarini degil futbolun cikarlarini koruduklarini anlatacaklar. Fakat kitaplarinda Sari ile Lacivert´e yer vermeyecekler.

Sonra Federasyonu hedef alip Federasyonun aldigi tüm kararlarin adil olmadigini federasyon degil Fenerasyon kurgulamalari yapacaklar. Insanlari Fenerbahcenin kollandigina inandiracaklar. Tipki daha önceki yillarda yaptiklari gibi.


Onlara karsi gelen onlarin anlatiklarinin bir masal oldugunu söyleyen meslektaslarini satilmis olmakla suclayacaklar hic utanmadan. Bunu yaparken de kendilerinin ne kadar dürüst ve tarafsiz olduklarini anlatacaklar insanlarin gözlerinin icine baka baka.

Bütün bunlar ise yaramazsa en pis planlarini piyasaya sürecekler yine o kirli tezgahlarinda. Fenerbahce karsisinda hata yapan futbolcu mutlaka mac satmistir. Yillarini bu ise vermis, yesil sahalarda alininteri ile evine ekmek götüren ailesini besleyen futbol emekcilerine satilik muamelesi yapacaklar. Gercek satilmislar tezgah arkasindan mali götürürken onlari görmemezlikten gelerek.

Ve en acisi en kötüsü bu masallara inanacak milyonlarca müsteri toplayacaklar. Yine tezgahlarinin önü ana baba günü olacak. Sadece siradan vatandaslar degil Bakani, Milletvekili bile bu masallardan nasibini alacak.

Sezonun sonunda sampiyonun rengi Sari Lacivert ise o sampiyonlugu lekelemek adina yeni masal kitaplari yazacaklar. Ligin kalitesinin neden düstügünü sorgulayacaklar. Kazanilan sampiyonlugun kirli ve lekeli oldugunu anlatacaklar. Tvl. ler de yeni Cihan Oskaylar olacak. Serhat Uluerenin senaryosunu yazdigi film sinemalarda gösterime girecek.

Bu kisir döngü ne zamana kadar sürecek. Ne zaman bu ülke Futbolun Güzelliklerini anlatan bir kitap yayinlayacak. Ve bu kitap satis rekorlari kiracak.

Hicbir zaman.....

Mourinho´nun Rengi



MAVI :

2002-2004 FC Porto Sampiyonlar Ligi Sampiyonu Forma Rengi : Mavi Beyaz

2004-2007 FC Chelsea Sampiyonlar Ligi Finalisti Forma Rengi : Mavi Beyaz

2008-2010 FC Inter Sampiyonlar Ligi Sampiyonu Forma Rengi : Mavi Siyah

2010- .. .. . FC Real Madrid ........ ............. ......... .. Forma Rengi : Mavi Beyaz





9 Mayıs 2010 Pazar

Melih Bey´e sorular




Iki gün önce Ankaragüclü futbolcular paralarini alamadiklari icin Antremani boykot ettiler. Haber duyulur duyulmaz, yönetim futbolculari ikna edip antremana cikmalarini sagladi ve ertesi gün 3 milyon 750 bin lira ödeme yapildi.

1- Madem paraniz vardi neden daha önce bu para futbolculara dagitilmadi. Haberin basina cikmasini beklediniz.

2- Eger bu parayi ödeyecek durumda degilseniz bir gün sonra bu miktardaki parayi nerden buldunuz.

3-Bu paranin bir kaynagi var mi yoksa canta icinde birilerimi getirdi.

4- Maclariniza bile 3 bin taraftar gelmezken,hicbir iddiasi olmayan Ankaragücü takiminin antremanina 3 bin seyirci gelmesi normal mi.

5- Yoksa Belediyede calisan maasini Belediyeden alan 3 bin isci mi antremani seyretmeye geldi.

6- TFF ve Fenerbahce Klübünün tüm uyarilarina ragmen neden mac biletlerini Internet üzerinden satisa cikardiniz. Bu biletler kimlere ne amacla satildi.

7- Bugün medyada futbolcunuza sike teklif edildigi iddiasinda bulunmussunuz. Bu konu savciliga bildirildi mi? Eger bildirilidiyse Savcilik takibindeki bir konunun medyada konusulmasi dogru mu? Yok eger savciliga haber vermediyseniz, böylesine önemli bir konu nasil savciliktan önce medyada yer alir.

8- Türk Futbolu adina cok önemli bir iddianin savciliktan önce medya da yer almasi mevcut kanit ve delilerin kaybolmasina neden olmaz mi? Yoksa ortada kanit ve delil yok mu?

9-Iki haftadan beri gerek yöneticinizin gerekse sizin yaptiginiz aciklamalarin amaci nedir Ankaragücü takiminin düsme korkusu yok sampiyonluk veya avrupa kupalarina katilma sansi yok. Peki o zaman neden bu kadar agresifsiniz. Birilerine bir söz mü verdiniz.

Melih Bey iyi konusan saglam bir politikacidir. Eminim ki benim bu sorularima mantikli bir cevabi vardir.

Sampiyon Bayern




Bundesligada 2009-10 sezonunu Bayern Sampiyon tamamladi. Sezonbasindan beri türlü sikintilar yasayan Almanyanin en güclü takimi bu sikintilardan siyrilarak Bundeligada sampiyonluga ulasti. Aslinda gecen hafta garatilemislerdi sampiyonlugu. Kiyasiya bir yarisa girdikleri Schalke gecen hafta Bremene yenilince Bayern haftaya üc puan fark ve +17 gol averji ile girmisti. (Almanyada puan esitliginde gol averajina bakiliyor)Yani bu hafta Bayernin yenilmesi ve Schalkenin rakibini 16-0 gibi bir skorla yenmesi gerekiyordu ki bu mümkün degildi.

Sonucta bu hafta da puan kaybeden Bayern degil Schalke oldu. Deplasmanda Mainz la 0-0 berabere kalan Schlake 65 puanla ligi ikici sirada tamamladi. Bu hafta HSV ile Berabere kalan Bremen ücüncü oldu ve Sampiyonlar Ligi ön elemesine katilmaya hak kazandi.

Bayern ayrica bu sene Almanya Kupasinda da finalde Bremene karsi oynayacak. 15 Mayisda oynanacak Finali kazanirsa, Sampiyonlar Ligi Finalinde Interin karsisina iki kupali bir takim olarak cikacak ve Ücüncü kupayi almak icin mücadele edecek.